2011–2012 eğitim öğretim yılı sona erdi. Çocuklarımız çok çalıştı ve güzel bir tatili hak etti. Peki, bu uzun tatili çocuklarımız nasıl geçirecek? Elbette dinlenecek, gezecek ve eğlenecek. Gezmenin, dinlenmenin yanı sıra neler yapabilirler?
İlanlarda yaz okulları reklamları var bunlarla değerlendirebilirler. Fakat bazı ilanlara baktığımda ben bile yoruldum. Çocuklarımız o program dâhilinde yazlarını geçirdiklerinde nasıl yorulmasınlar. Sosyal, kültürel ve sportif birçok faaliyet ve yabancı dil ya da diğer derslerden kurslar ile doldurulmuş çok yoğun bir program. Çocuklarımızın bu tarz faaliyetleri yapması çok güzel ama kışı yoğun geçiren çocuklarımızın yazı da bu kadar yoğun geçirmesi onları yormaz mı? Çok güzel bir kolejin yaz okulu kısmı çalışmalarını söyle anlatıyor. Hafta içi her gün 08.30 – 17.00 saatleri arasında açık olan yaz okulumuz öğrencilerimize sabah ve ikindi kahvaltısı ile öğle yemeği sunmaktadır. Düşünebiliyor musunuz? Çocuğunuz yaz tatili için çok erken bir saat olan 08.30’da kahvaltı yapmadan evden çıkacak ve eve 17.00’da girecek. Bu yaz okulunda yapılan çalışmaları eleştirmiyorum sakın yanlış anlamayın. Ayrı ayrı etkinliklerin hepsi çok güzel. Fakat yaz tatilinde çocuklarımızı bu kadar yoğun bir tempoya sokmamalıyız bence.
Çok yoğun çalışan anne ve babanın çocuğunu bu tarz bir yaz okuluna göndermekten başka çaresi olmayabilir. Fakat etrafımdan gözlemlediğim kadarıyla yoğun çalışmayan ya da ev hanımı olan bir anne de çocuğunu da bu tarz bir yaz okuluna yönlendiriyor. Elbet çocuklarımızı kurslara göndereceğiz.
Bütün günlerini geçirecekleri aktivitelere değil de günün belli saatlerini geçirecekleri kurslara yönlendirirsek ve kalan diğer zamanlarda beraber yapacağımız aktiviteler bulursak çocuğumuzun sağlığı ve aile ilişkilerimiz açısından daha yararlı olur diye düşünüyorum. Çocuklarımızla beraber oyunlar oynayıp eğlenceli vakitler geçirebiliriz. Ortak yapabileceğimiz birçok aktivite bulabiliriz. Ev de kitap okuma saatleri düzenleyip beraber kitap okuyabiliriz. Bu yazımın amacı yazın çocuklarımızın okuyabileceği kitap önerilerinde bulunmaktı fakat giriş kısmını başka konulara saparak biraz uzattım. Yaz başladığından beri reklam panolarında gördüğüm bu ilanların bana düşündürdüklerini de sizinle paylaşmadan geçemedim.
Şimdi konumuza tekrar geri dönersek çocuklarımızın yazın kitap okumalarını nasıl sağlayacağız? Bazen elimize bir kitap alıp beraber okuyacağız, bazen de biz kendi kitabımızı alacağız elimize, onlarda kendi kitaplarını alacaklar ve kitap okuma saatleri yapacağız. Çocuklarımızın kitap okuma alışkanlığı kazanmaları için eğlenceli kitaplar seçmeliyiz.
Ahmet Şerif İZGÖREN hayranı olarak ilköğretim birinci kademede okuyan çocuğunuz için Küçük Beyaz Uğur Böceği kitabını önerebilirim. Okulumda beşinci sınıf öğrencilerim bu kitabı okudular ve sevdiler. Kolay okunabilen bir kitap bu yüzden daha küçük yaştaki çocuklarımızda okuyabilir.
Ahmet Şerif İzgören Çocuk Kitapları |
İkinci önerim de yine Ahmet Şerif İZGÖREN kitaplarından Kara Oklar Çetesi adlı kitaptır. 5. ve 6. sınıf öğrencileri için uygun bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bu yaşta bir çocuğunuz varsa bence mutlaka bu akşam eve giderken kitapçıya uğrayıp bu kitabı alın. Çok severek okuyacağına ve hediyenize bayılacağına eminim.
Şimdi önerilerime ilköğretim çağlarında severek okuduğum kitapları sıralayarak devam edeceğim. İlköğretim birinci kademede babam bana Ömer Seyfettin kitapları (Pembe İncili Kaftan, Kaşağı, Bomba) almıştı, hepsini çok severek okuduğumu hatırlıyorum.
Çocuk Kalbi adlı kitap severek okuduğum kitaplar arasındaydı. Mesnevi’den Seçme Hikâyeler adlı bir kitabımız vardı. Bu kitapta okuduğumuz hikâyeleri arkadaşlarımla beraber tiyatro haline dönüştürür ve oynardık. Hem çok eğlenir hem de güzel işler çıkarırdık. Ailelerimize de sergilerdik hazırladığımız tiyatroları. İlköğretim ikinci kademede severek okuduğum kitaplar da şunlardı: Montaigne – Denemeler, Jack London – Beyaz Diş, Jose Maura De Vasconcelos – Şeker Portakalı, Victor Hugo – Sefiller
Şuan gündemde olan ilköğretim öğrencilerinin okuyabileceği kitaplar neler peki?
J.K. Rowling tarafından yazılan yedi kitaptan oluşan Harry Potter serisini okuyabilir çocuklarınız. Suzanne Colins tarafından yazılan 3 kitaptan oluşan Açlık Oyunları serisini (Açlık Oyunları, Ateşi Yakalamak, Alaycı Kuş) ben severek okudum. İlköğretim öğrencilerine uygun olup olmadığı konusunda tereddütlerim olsa da öğrencilerimin ellerinde gördüm okunabilir belki. 7. ve 8. sınıf öğrencileri için Ahmet Şerif İZGÖREN’in Avcunuzdaki Kelebek, Süpermen ve Uğur Böceği ve Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır adlı kitaplar önerilebilir. Çocuğunuza alıp beraber okuyup üzerine konuşabileceğiniz kitaplar diye düşünüyorum.
Suzanne Colins Açlık Oyunları Serisi |
Siz de ilköğretim çağlarında severek okuduğunuz kitapları ya da çocuğunuzun şuan okuduğu ve sevdiği kitapları yorum yazarak bizimle paylaşırsanız sevinirim.
Bu konuya benzer diğer yazılarımız;
Bu konuya benzer diğer yazılarımız;
Tavsiyeleriniz çok güzel. Çocuk Kalbi'ni özellikle vurgulamak isterim. İlköğretim için harika bir kitaptır. Benim de çocuk kitaplığımın incisiydi zamanında. Gönlümde en az onun kadar yeri olan bir kitap da Pal Sokağı Çocukları... Bu ikisi çocukluk favorilerim. Üçüncü ve son olarak da Dört Kafadarlar Takımı serisini önerebilirim. Ortaokul yıllarımda bütün seriyi okumuştum. O zamanlar 50 kitaptı. Şimdi daha fazla! Birini bitirip diğerine geçerdim.
YanıtlaSilBu arada, yazının girişinde ifade ettiğiniz düşüncelere katılıyorum. Yani, çocukların tatili aşırı derecede planlı-programlı geçirmeye zorlanmaması konusunda...
Merhaba yorumunuz için çok teşekkürler. Eşim şuan şehir dışında olduğu için yorumunuza cevap veremiyor ama yorumunuzdan haberi var :) Onun yerine ben fikirlerimi söyleyeyim.
YanıtlaSilSöylemiş olduğunuz Pal Sokağı Çocuklarını bende çocukken okumuştum gerçekten güzel bir kitap.Çocuk kalbi her çocuğun okuması gereken bir baş yapıt. Daha unuttuğumuz pek çok kitap vardır eminim. Belki bir başka yazıya konu olabilir :)
Çocuklara hediye edecek kitapları seçmek güzel bir düşünce ama kısıtlayıcılığı nedeniyle ben pek uygun bulmuyorum. İstediği kitapları satın alabileceği bir ortam oluşturmak bence daha önemli. Kendi seçtiği kitapları daha bir şevkle okuyacaklardır. Bu sebeple bizim çocukluğumuzda bize yapıldığı gibi okunacak kitaplar şeklinde bir hazır liste olması bana soğuk geliyor.
YanıtlaSilOkursan, yorumunuzu okuyunca aklımda ilkokul 5. sınıfta yaptığımız bir sınıf gezisi canlandı. Öğretmenimiz bütün sınıfı alıp alışveriş merkezine götürmüştü (Ankara'da Beğendik'e.) Öğle yemeğimizi yedikten sonra hep beraber kitapçıya girmiştik ve herkes beğendiği 1-2 kitabı almıştı. Gerçi ben o zamandan beri tescilli kitap kurduydum :) ama birçok arkadaşım belki de ilk kez kendisi için kitap almıştı. Seçim hakkı tanıma konusunda size tamamen katılıyorum, ama bence bu uygulama okuma listeleriyle de bağdaştırılabilir.
SilBence asıl iş çocuğun kitap okumayı sevmesini sağlamak... Sonrasında okuma listeleri bir ödev gibi değil de tavsiye listesi olarak verilirse çocuğun bu tavsiyelere bir şans verme ihtimali artar bence. Bunun dışında, okumayı seven çocuk zaten her zaman gidip kendisi için kitap alır. Siz ona ayrıca hediye alsanız da almasanız da...
Mesela o sınıf gezisinden önce benim zaten küçük bir kitaplığım vardı bile. Ama annem bana Pal Sokağı Çocukları'nı, bir tanıdık da Çocuk Kalbi'ni hediye etmemiş olsaydı on yaşımdaki halimle bu iki şaheserden hiç haberim olmayacaktı. O yüzden bence okuma listesi ve hediye vermeyi bırakmayalım, ama evet, bunların çocuğu sıkboğaz etmesine de izin vermeyelim. Ana ilke çocuğun kendi kitabını kendi seçmesi olsun.
Her iki yorumada katılmamak elde değil. Çok doğru tespitleriniz var. Çocuk kitap seçiminde serbest bırakılmalı ve kendi seçimlerini yapabilmeli. Ancak çocuğa hazır bir liste veya hediye kitap verilmesinin de onun ufkunu biraz daha genişleteceğini düşünüyorum. Zira ona tavsiye verecek veya hediye alacak bir büyük ve hatta arkadaşı bile olabilir, onu daha önce haberi olmadığı bir kitaptan haberdar edebilir, Okuryazarın Defteri'nin örneği bunu göstermiş. Tavsiyeler ve hediyeler çocuğa yardımcı olacak şekilde olmalı, çocuk istediğini okumalı.
YanıtlaSilTatil nedeniyle bir süre blogumuzu takip edemedim. Yorumlarınız için teşekkürler... ben de aslında çocuklara kitap listesi verme konusunda sizinle aynı fikirdeyim ama liste şeklinde dayatma yapmadan tavsiye etmenin de yararlı olduğunu düşünüyorum. Bazen öğrencilerime hediye kitaplar alırım ve size hediye etmeden önce okudum ben sevdim bakalım siz sevecek misiniz derim. Sonra onlar da okur ve üzerine konuşuruz gerçekten etkili oluyor. Hatta bazen yanıma öğretmenim elimdeki kitap bitti şimdi neyi okuyabilirim diye öneri isteyenler oluyor. Öğrencilerin okuyacakları kitaplara kendi karar vermeleri çok güzel olurdu ama bazı öğrencilerin yönlendirilmeye ihtiyacı oluyor.
YanıtlaSilçok güzel teşekkür ederim
YanıtlaSil