Aslında bu kitabı tanıtmak ve
kitap hakkındaki düşüncelerimi yazmak için geç kaldım. Zira bu kitabı okuyalı
oldukça uzun zaman oldu. Açlık
Oyunları serisinin son kitabı olan "Alaycı Kuş" bugünkü
yazımın konusu.
Neden yazmakta geç kaldım
derseniz sebebi, bu kitabın bana göre yazar tarafından oldukça aceleye
getirildiğini düşünmem. Oldukça özgün olan bir seri bence bu son kitapta yazar
tarafından harcanmış. Sonu dahil her şeyi bence aceleye gelmiş. Tabi ki
arkasında yatan sebepleri tahmin etmek zor değil.
Karamsar bir giriş yaptıktan
sonra kitaba gelelim...
Yine bir seri kitabının, hatta
serinin son kitabının tanıtımını yaptığım için kitabı henüz okumamış veya
seriye hiç başlamamış kişilerinde yazımı okuyabileceklerini düşünerek kitapta
geçenlerle ilgili bir inceleme yapmayacağım.
Açlık Oyunları serisinin son
kitabı olan Alaycı Kuş, Pegasus Yayıncılık'tan Eylül 2010'da çıktı.
Bilmeyenler için kitabın yazarı Suzanne Collins. Kitabın çevirmeni "Sevinç
Tezcan Yanar".
Kabaca 3. kitapta işler daha da
çıkmaz bir hal alıyor ve Capitol baskısını daha da arttırıyor. Olaylar ise bu
çerçevede hızlı bir şekilde ilerliyor. Açlık Oyunları artık mıntıklardaki
isyanlar ve Capitol'ün baskısı neticesinde yapılamıyor. Başkan Snow iyice
çığırından çıkıyor ve kimsenin güvenliğinin olmadığını ilan ederek gözdağını
veriyor hatta gözdağı vermekle kalmayıp harekete geçiyor.
Kitaptan ipuçları vermemek için
yazımı burada bitireceğim. Ancak tekrardan söylemem gerekirse serinin en vasat
ve en sevmediğim kitabı oldu Alaycı
Kuş. Suzanne Collins bence bu son kitabı aceleye getirmiş ve serinin en
önemli olması gereken kitabını harcamış. Tabi ki bu benim kişisel görüşüm.
Sizin de bu kitapla ilgili görüşlerinizi öğrenmek isterim. Yazımı yorumlayarak
düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.
Bir sonraki yazımda görüşmek
üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder