29 Şubat 2012 Çarşamba

Tarihimiz Film Olsa...


Bugünkü yazımda, blogda başlatacağımız bir ufak etkinliği duyuracağım. Blogumuzda Fetih 1453 filmi ile ilgili görüşlerimi yazdığım yazı sonrasında, bu etkinlik aklımıza geldi ve neden olmasın dedik. Kısaca etkinlikten bahsetmek istiyorum.

Bu sıralar Fetih 1453’ün etkisiyle Türk tarihinden daha ne filmler çıkar düşünceleri dillendirilir oldu. Hatta genel kanı ki, ben de böyle düşünüyorum, tarihimizde o kadar fazla kahramanlık, zafer, hikaye var ki her birinden sayısız film çıkar. Üstelik tarihimizdeki olayların hepsi yaşanmış, gerçek kahramanlık olaylarıdır. Zorlama ve uydurma hiç bir şey yoktur.

26 Şubat 2012 Pazar

Doğayı İnsan'dan Korumak

- - - Sürdürebilir  doğa ve çevre için - - -
DOĞAYI    İNSANA    KARŞI    KORUMAK   MECBURİYETTİR!

İnsan oğlu yaratıldığı ilk günden itibaren toplayıcıydı. Üretmeyi bilmiyordu. Tüketiciydi.  Günü yaşıyordu. İhtiyacı kadar tüketiyordu. Doğanın bir parçasıydı. Binlerce yıl bu özelliğini korudu. Ama bu gün yalnız tüketmiyor. YOK EDİYOR.

Topladı, avlandı, tarım yapmasını, ekmesini biçmesini, üretmeyi öğrendi. Üretime tüm bireyler katılıyordu. İnsan doğa ile iç içe  yaşıyordu. Yaşam kırsal ağırlıklıydı.

Büyüyen sermaye, gelişen sanayi ve teknoloji ile birlikte kırsal yaşam  terk ettirildi. Çocuklar kırsaldan, kent sokaklarına, sokaklardan apartman dairelerine, dairelerden odalara hapsedildi. Sadece tüketen bir  asalak haline geldik getirildik.
Korkular yaratıldı. Bilimkurgular çocukların tazecik beyinlerini kemirdi. Dev karıncalar, korku kuşları, ejderhaları, keneleri, yılanlar ile korku görselleştirerek  oyun salonlarına yönlendirdi.

Ayaklarına toprak değmeyen, doğadaki yeşili otomobil camından gören  yeni bir nesil var...

25 Şubat 2012 Cumartesi

Kış Bahçesi


Pegasus Yayınevi tarafından yayınlanan Krıstın Hannah’ın Kış Bahçesi kitabı kızları ile mesafeli bir ilişkisi olan anneyi ve onun geçmiş ve gelecek arasında kaldığı yürek sızlatan yaşamını anlatıyor.

Kış Bahçesi

23 Şubat 2012 Perşembe

Fetih 1453


Aylardır beklediğimiz, fragmanlarıyla adeta idare ettiğimiz Fetih 1453 filmine geçen gün eşimle birlikte gittik. (21 Şubat’ta)

Film fragmanıyla bence beklentilerin bir hayli yükselmesine sebep olmuştu. Sadece bu değil tabi ki, bugüne kadar ülkemizde yapılmış en yüksek bütçeli film oluşu, şanlı tarihimizde çok önemli bir yerde olan İstanbul’un fethini anlatması, tarihimizdeki olaylardan çok fazla film yapılmamış olması beklentileri yükselten diğer unsurlardı.

Film vizyona girdiğinde gerek internetteki yorumlardan, gerekse çevremden hemen olumlu olumsuz eleştirileri sordum okudum. Aslında tamda tahmin ettiğim gibi insanlar, bir çağı kapatan ve yeni bir çağı açan İstanbul’un fethi gibi, bırakalım Türk tarihini Dünya tarihi için de çok önemli yerde olan bir olayı anlamsız detaylara takılıp acımasızca eleştiriyorlardı. Bu her zaman böyle olmuştur…

19 Şubat 2012 Pazar

Seksenler Dizisi


Yapımcılığını Birol Güven’in yaptığı, başrollerinde Rasim Öztekin, Özlem Türkad, Yasemin Çonka, Şoray Uzun, Ayşe Tolga, İlker Ayrık, Pelin Akil, Serhat Kılıç ve Vural Çelik rol aldığı Seksenler dizisi bizi 1980’li yıllara götürüyor. 1980’li yılları pek hatırlamayan biri olarak diziyi çok sevdim.

seksenler oyuncu kadrosu
Seksenler Kadrosu

14 Şubat 2012 Salı

Fotoğraf Ligi


Web günlüğümüz gelişmeye devam ediyor. Şu anda 2 yazar olarak güncel ve yararlı içerikler üretmeye devam ediyoruz. Ancak kısa bir zaman içinde 2 veya 3 yazar daha içerik üretmeye başlayabilir. Bu bilgiyi de verdikten sonra bugünkü yazıma başlamak istiyorum…

Web günlüğümüzün ana konularından olan internet üzerine bir yazı yazarak devam edelim. Bu yazı daha çok fotoğrafçılıkla uğraşan kullanıcılar için…

Fotoğraf ve fotoğrafçılık, üzerine sayfalarca kitap yazılacak, günlerce tartışılabilecek bir konu. Ancak biz işin internet boyutunu ele alacağız. Ülkemizde internet üzerinde de, internetin yaygınlaşması ve bağlantı hızlarının artması sonucunda oldukça fazla fotoğraf paylaşım sitesi, fotoğraf dergisi sitesi vb. yayın hayatına başladı ve yayın hayatlarını sürdürüyor.

İşte bugün, internetteki fotoğraf sitesi formatlarına farklı bir bakış açısı getiren ve farklı bir kulvarda yayın hayatına başlayan www.fotografligi.com sitesinin tanıtımını yapacağım.

9 Şubat 2012 Perşembe

Site Önerisi - Çiz Bakalım


www.cizbakalim.com internet üzerinden çizim ve tahmin oyunu oynayabileceğiniz eğlenceli bir sitedir. 

Sitedeki “Oyuna Başla” linkine tıklayarak oyun oynamaya başlayabilirsiniz. Siteye üye olarak oyun oynayabileceğiniz gibi ziyaretçi olarak da oyun oynayabilirsiniz.

Kitap Tavsiyeleri - Küçük Beyaz Uğur Böceği

Kitap tavsiyelerine kitaplarını ve çalışmalarını takip ettiğim Ahmet Şerif İzgören'in yazdığı çocuk kitabı ile devam ediyoruz.

Çocukların Şerif Amcası "Küçük Beyaz Uğur Böceği" kitabı ile çocukların büyürken fark etmesi gereken şeyleri hikayeleştirerek anlatıyor. Diğer kitaplarından okuduğum gerçek hayatta yaşanmış olayları bir kez de bu şekilde okumak benim bile hoşuma gitti. Çocukların bu kitabı severek okuyacaklarını düşünüyorum. 

8 Şubat 2012 Çarşamba

Kitap Tavsiyeleri - Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Grigoriy Petrov tarafından yazılan kitabı Atatürk askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretmiştir. Yıllarca Türk subayları bu kitabı okumuştur.

Bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen her meslekten insanın omuz omuza dayanışma sergileyerek ülkelerini yani Finlandiya’yı kurtarmak için mücadele verdiklerini gözler önüne seriyor.

Berlin Kaplanı


Vizyona Ocak ayının sonunda giren Ata Demirer’in son filmi Berlin Kaplanı’na geçtiğimiz cumartesi (4 Şubat) akşamı gittim. Filme gitmeden önce etrafımdaki insanlar ve sosyal medyadaki söylentiler, filmin vasat olduğu yönündeydi.

Ancak tabii ki sinema göreceli bir kavram. Ben filmi beğendim. İnsanlar Eyvah Eyvah gibi tamamen komedi üzerine kurulmuş bir filmi izledikten sonra, ister istemez Ata Demirer’in Eyvah Eyvah’tan sonraki bu ilk filmini onunla karşılaştırıyorlar. Hal böyle olunca da filme vasat diyorlar.

7 Şubat 2012 Salı

Beden Dili - 1


Beden dili zihnimiz ve ruhumuzda olup bitenlerin yansımasıdır. Beden, zihin ve ruh birlikte hareket eder. Bazen zihnimizde olup bitenleri aktarmak için uygun sözleri bulamayız fakat bedenimiz zihnimizdekileri anlatır aslında.

Beden dilini öğrendiğimizde insanları daha kolay anlar ve etkili iletişim kurarız. Sözcükleri kullanarak anlattıklarımızı destekleme ve düşündüklerini gizlemeye çalışanları fark etme konusunda ipuçları verecektir bize.

3 Şubat 2012 Cuma

AÇLIK OYUNLARI !


Suzanne Collins ismiyle ve onun özgün üçlemesi Açlık Oyunları serisi (Açlık Oyunları, Ateşi Yakalamak, Alaycı Kuş) ile yakın bir arkadaşımın önerisiyle tanıştım. Serinin ilk kitabı olan Açlık Oyunları’nı alıp okumaya başladığımda, özgün hikayesinden haberim vardı ancak beni bu kadar hızlı kendine bağlayacağını tahmin edemezdim. Bu güzel üçleme, Pegasus Yayınları’ndan bizlerle buluştu. Bunu da belirtmekte yarar var.

Suzanne Collins, orijinal adı The Hunger Games olan Açlık Oyunları’nda, anlatımını birinci tekil kişiden yapmış ve bence bu durum çokta iyi olmuş. Zira birinci tekil kişiden anlatılması, hikayenin ana karakteri neredeyse o bölgede yaşanan olaylardan haberdar olmamızı sağlıyor. Böylece kitabı okurken bulunduğumuz mekan dışında arka planda, uzaklarda neler olup bittiğiyle ilgili insanın aklında hep sorular oluyor ve bu durum hoş bir merak duygusu oluşturuyor.

Ben, seriye başladığımda serinin ikinci kitabı Ateşi Yakalamak yeni çıkmıştı. Daha sonra da arayı fazla uzatmayan  Pegasus Yayınları, serinin son kitabı olan Alaycı Kuş ile bu güzel ve etkileyici hikayeye son noktayı koydu. Seriye yeni başlayacak okuyucular çok şanslılar çünkü serinin tüm kitapları Türkçemize çevrilmiş durumda, dolayısıyla arada uzun bekleyişler olmadan, bir çırpıda seriyi bitirebilirler.

Şimdi Açlık Oyunları’nın konusundan biraz bahsetmek istiyorum…

1 Şubat 2012 Çarşamba

KİTAP TAVSİYELERİ -1- SÜPERMEN VE UĞUR BÖCEĞİ


"Ya Süpermen olacaksınız
Ya Uğur Böceği.
 Ben size “Melek olun.” demiyorum.
Ama Uğur Böceği olabilirsiniz.
 Sadece iki taraftan birini seçin; ya sistemden mutlu çoğunluk ya da ülkeyi bu haliyle istemeyen azınlık.
 Yani ya üretin, hedefler koyun, ülkenizi sevin, hayattan zevk alın, mücadele edin ve yüzünüz gülsün,
Ya da tüketin, hedefsiz yaşayın, ülkenize küfredin, hayata lanet okuyun, boş verin ve somurtun.
 Yani ya karanlığa küfredin.
Ya da güneşe yürüyün.
Karar sizin dostlarım.
 Bu kitabı okuduğunuza göre hangi taraftan olduğunuzu tahmin edebiliyorum; ama karar sizin!
 Hadi uçun bakalım şimdi; anneniz babanız size terlik pabuç alacak."

şeklinde biten Ahmet Şerif İZGÖREN’in “Süpermen ve Uğur Böceği” adlı kitabını uykumun kaçtığı, canımın çok sıkkın olduğu bir akşam bir çırpıda bitirdim.