Vizyona Ocak ayının sonunda giren Ata Demirer’in son
filmi Berlin Kaplanı’na geçtiğimiz cumartesi (4 Şubat) akşamı gittim. Filme
gitmeden önce etrafımdaki insanlar ve sosyal medyadaki söylentiler, filmin
vasat olduğu yönündeydi.
Ancak tabii ki sinema göreceli bir kavram. Ben filmi
beğendim. İnsanlar Eyvah Eyvah gibi tamamen komedi üzerine kurulmuş bir filmi
izledikten sonra, ister istemez Ata Demirer’in Eyvah Eyvah’tan sonraki bu ilk
filmini onunla karşılaştırıyorlar. Hal böyle olunca da filme vasat diyorlar.
Oysa ki Berlin Kaplanı, duygusal yönü daha ağır basan
bir komedi olmuş. Duygusal komedi diyelim. Filmi izlerken, kimi zaman gülüyor
kimi zamansa hüzünleniyorsunuz. Aslında filmin içinde ustalıkla gizlenmiş bir
hüzün var. Ata Demirer’in canlandırdığı boksör Ayhan Kaplan karakteri ve Tarık
Ünlüoğlu’nun canlandırdığı antrenör Cemal’in hayatından kesitleri izlerken her
karede bu hüznü hissetmek mümkün. Yaşadıkları hayat, bulundukları ortamlar,
hayatlarını kazanmak için verdikleri mücadele… Hepsinde saf bir hüzün var.
Komedi ise bu hikayenin ana karakterinde gizli.
Ayhan Kaplan fizik olarak oldukça kilolu… Hatta küçüklerde
+90 kiloda kemer sahibi bir boksör. (Gülümsediğinizi görür gibi oldum.)
Boksörlük onun için bir meslek, ancak yine de geçinebilmek için barlarda
güvenlik olarak ekstra işlerde yapıyor.
Aile sevgisinden yoksun olarak Almanya’da yaşayan Ayhan Kaplan, tam da başının
belada olduğu bir anda Türkiye’den gelen ve uzun zamandan beri görüşmediği
akrabasının davetiyle Türkiye’ye gelir. Buraya kadar ve buradan sonra olaylar
hızla akıyor ve hem komik hem de hüzünlü durumlarla dolu bir hikayeyi göz açıp
kapayıncaya kadar izliyorusunuz.
Lafı çok fazla uzatmak istemiyorum. Berlin Kaplanı çok güzel
bir hüzünlü komedi olmuş. Filme, başkalarının fikirlerinden etkilenmeden ve ön
yargılarınızdan arınarak gidin. Hem eğlenecek hem de hüzünleneceksiniz. Ata
Demirer ve ekibi bence çok iyi bir iş çıkarmış.
Herkese iyi seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder