DOĞAYI İNSANA
KARŞI KORUMAK MECBURİYETTİR!
İnsan oğlu yaratıldığı ilk günden itibaren
toplayıcıydı. Üretmeyi bilmiyordu. Tüketiciydi. Günü yaşıyordu. İhtiyacı kadar tüketiyordu.
Doğanın bir parçasıydı. Binlerce yıl bu özelliğini korudu. Ama bu gün yalnız
tüketmiyor. YOK EDİYOR.
Topladı, avlandı, tarım yapmasını, ekmesini
biçmesini, üretmeyi öğrendi. Üretime tüm bireyler katılıyordu. İnsan doğa ile iç
içe yaşıyordu. Yaşam kırsal
ağırlıklıydı.
Büyüyen sermaye, gelişen sanayi ve teknoloji ile
birlikte kırsal yaşam terk ettirildi.
Çocuklar kırsaldan, kent sokaklarına, sokaklardan apartman dairelerine,
dairelerden odalara hapsedildi. Sadece tüketen bir asalak haline geldik getirildik.
Korkular yaratıldı. Bilimkurgular çocukların
tazecik beyinlerini kemirdi. Dev karıncalar, korku kuşları, ejderhaları,
keneleri, yılanlar ile korku görselleştirerek
oyun salonlarına yönlendirdi.
Ayaklarına toprak değmeyen, doğadaki yeşili
otomobil camından gören yeni bir nesil
var...
Kulaklarımıza üç küpe :
Kızılderili Cree aşiretinin atasözü derki, "Ancak en son ağaç kesildikten, en son nehir zehirlendikten ve en son balık tutulduktan sonra anlayacaksınız ki, insan parayı yiyemez !"
Bir başka kızılderili Duwanish Aşireti Reisi Seattle derki, “Doğa, bize
dedelerimizden kalan bir miras değil, torunlarımıza bırakacağımız bir
emanettir.”
Her Şey Gönlünüzce Olsun...
NOT: Bu yazı Mehmet Karadayı tarafından yazılmıştır. Doğa ve Çevre konusunda blogumuzdaki ilk yazıdır. Bundan sonraki yazılarını kendi kullanıcı adıyla yapacaktır.
Çok dokunaklı bir yazı. Başlığı çok anlamlı. Doğa ve çevre yazılarının devamını bekliyoruz :)
YanıtlaSilevet cenab-ı hak herşeyi çok güzel bir şekilde yaratmış ve insanlar kendi elleriyle maf ediyor. kıyamet herhalde bizim yüzümüzden kopacak. :)
YanıtlaSilİnsanlar o kadar duyarsız ki, o kadar bencil ki, yalnızca kendilerini düşünüyorlar. Oysa bilmiyorlar ki, bizimde bir parçası olduğumuz doğa olmazsa, insanoğlu da olmaz. Doğayı insandan korumalıyız!
YanıtlaSil