12 Ocak 2013 Cumartesi

Süpermen Türk Olsaydı Pelerinini Annesi Bağlardı

Ahmet Şerif İZGÖREN kitaplarını seviyorum bu kitabını da çok sevdim. Kitaplarının pek çoğunu okudum, anlattığı bazı hikâyeleri başka bir kitabında okuduğum için tekrar okumak bazen sıkıcı olabiliyor. Fakat anlattığı hikâyeler çok güzel kavramlardan bahsettiği için tekrar tekrar okumak kişisel ve toplumsal gelişmemiz için katkı sağlayabilir. Bu kitabında özellikle toplumsal gelişme kavramı üzerinde duruyor. Yazar karşılaştığı güzel insanların hayatlarını anlatarak nasıl adam olunur, bu ülkeye nasıl katkı sağlanır onu anlatıyor kitabında. 


İlk olarak Girişimcilik konusuna değiniyor. Girişimcilik bulunduğun yere yenilik katmak olarak tanımlanıyor bu bölümde ve çok güzel girişimcilik örnekleri anlatılıyor. Değişik meslek gruplarından girişimcilik örnekleri ile bu meslek gruplarının topluma nasıl katkısı olabileceği üzerinde durulmuş. 

Kitabın ikinci bölümünde İş Kalitesi üzerinde duruluyor. Bölüm başında paylaşılan Necip Fazıl Kısakürek’in sözünü ben de sizlerle paylaşmak istiyorum; “Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur.” Okurken altını çizdiğim “İş hayatında nereye varacağınızı sizin iş kaliteniz belirler.” cümlesi bu konuyu çok güzel anlatmış aslında. 

Dürüstlük kavramı işlenirken yazarın anlattığı muhabbetçi taksici anekdotunu mutlaka okumalısınız. Evlada değer kavramını öğretmenin öneminden bahseden anekdot gerçekten etkileyici. Bu anekdot sonunda paylaşılan “Çocuklar dudaklarınızı değil, ayaklarınızı izlerler.” sözünü anne ve babaların unutmaması ve ona göre hareket etmesi gerekir. 

Bu bölümde altını çizdiğim şu cümleleri sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim. “Karanlık kaybolup gitmez ya da yayılmaz. Sonu başlangıcı ışığa bağlıdır. Biz ışığı yaymaya çalışalım. Işık kaybolursa kaybederiz. Karanlığın kaynağı olmaz, ışığın kaynağı olur. Her şey ışığa bağlı, karanlığa değil.” Kitabı okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız, yine de paylaşmak istedim. 

Kitabın dördüncü bölümü Yurt Sevgisi. Bu bölümdeki en güzel örneklerden birini sizlerle paylaşmak istiyorum. “Üç tür adam vardır. Birinci tür, hep başkalarının üzerinden geçinir. İkinci tür, sırf kendisi için çalışır. Üçüncü tür, kendisi ve ülkesi için çalışır.” Sırf kendi için çalışanlara bakın, birilerine yaptıkları iyi bir şeyde bile kendi çıkarları vardır. Kendisi ve ülkesi için çalışan, başkalarına yararlı olmaya çalışan kişiler gerçekten mutlu bu ülkede. Yoksa gerisi mutlu gibi görünüp ömür tüketenler. Bu konuda ben de sizlerle fikrimi paylaştım ama siz mutlaka Şerif Bey’in fikrini ve paylaştığı anekdotları okuyun. 

Hoşgörü üzerine paylaşımlarda bulunulan bu bölümün başındaki hepimizin bildiği sözü bir kez de ben sizinle paylaşmak istiyorum; “İki insanın iyi geçinmesi kusursuz olmalarıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmeleriyle sağlanır.” Bu konuda kitapta çok güzel hikâyelerle işlenmiş. 

Kitabın sonsözünde yer alan şu cümleleri sizlerle paylaşmak istiyorum; “Girişimci ol, işini kaliteli yap, dürüst ol, ülkene katkın olsun.” Bu kitapta yer alan 5 değer toplumsal gelişmemiz için gerçekten çok önemli. Kişisel olarak ne kadar gelişirseniz gelişin topluma katkınız yoksa gelişmenizin hiçbir önemi yoktur diye düşünüyorum. 

Toplumsal gelişme, kitapta bahsedilen değerler ve kitap ile ilgili görüşlerinizi paylaşmanız ümidiyle her şey gönlünüzce olsun…

2 yorum:

  1. Güzel bir kitap besbelli.
    Ben de ilk fırsatta alıp okumak istiyorum.
    Paylaşımınız için çok teşekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkürler. Güzel kitap. Ahmet Şerif İzgören kitaplarını seviyorum ben. Okuduğunuzda yorumlarınız paylaşırsanız sevinirim.

      Sil