Seyfettin Efendi Günleri yazı dizimin 4. yazısı ile karşınızdayım. Bu yazımda yakın zamanda çıkan Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları 2. cildinin incelemesini yapacağım. Devrim Kunter bu kez Cihan Türe ile birlikte kaleme aldığı ve kendisinin çizdiği Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları’nın 2. cildi Hayırsız Ada’da, hikayesini 1910 senesinin İstanbul’unda meydana gelen kuduz salgını vakalarından alan enfes bir macera sunuyor.
Detaylara geçmeden önce Hayırsız Ada’nın benim için ayrı bir öneminden bahsetmek istiyorum. Şöyle ki; Devrim bey, Hayırsız Ada macerası yayınlandıktan sonra adıma imzaladığı bir kopyasını bana gönderdi. Bu güzel ve harika jest karşısında ne kadar mutlu oldum anlatamam. Zira Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları 2 – Hayırsız Ada, kitaplığımda tüm kitaplar arasında yazarı tarafından adıma imzalanmış tek eser olma özelliğine sahip. Bu açıdan benim için tarihe geçmiş bir eser.
Bu güzel detaydan bahsettikten sonra geleyim Hayırsız Ada’ya... İncelemelerimi okuma zevkini baltalamadan yazdığım için yani eserle ilgili hayati ipuçları vermediğim ( vermemeye çabaladığım ) için eseri okumamış olan okurlarım gönül rahatlığıyla yazımı okuyabilirler.
Bir kere şunu tekrarlamak istiyorum. Olağanüstü Maceraları serisinde maceralar birbirinden farklılık gösterse de genel olaylarda bir süreklilik mevcut. Dolayısıyla 1. cilt olan Yeditepe Canavarı’nın sonundaki durumu içeren fakat yine de bize çok fazla ipucu vermeyen panellerle Hayırsız Ada’yı açıyoruz. Belli ki ilerideki ciltlere saklanmış hikayeler mevcut bu durumda. :) Seyfettin Efendi’nin Esrardaşları ile arasında henüz açığa çıkmayan bazı soru işaretleri var. Bu durum aşırı merak uyandırsa da hikaye bu noktada pek ser verip sır vermeyen bir hava izliyor.
Ne yalan söyleyeyim maceraya adını veren Hayırsız Ada’nın aslında tarihimizdeki talihsiz ve kara bir olaya ev sahipliği yaptığını bu macera ile öğrendim. Bahse konu Hayırsız Ada nam-ı diğer Sivri Ada… 1910 yılı İstanbul’unda ortaya çıkan kuduz salgını sonucunda şehirdeki bütün köpeklerin toplatılarak gönderildiği ve adeta ölüme terk edildiği, birbirlerini parçalayarak öldürdükleri ve bu esnada da çıkardıkları seslerin, hırıltıların şehre kadar ulaştığı rivayet edilen bir olay. İşte hikayemiz 1910 yılında yaşananlar ve bu Sivri Ada ile bağlantılı.
Seyfettin Efendi ve Esrardaşları, 1925 yılında işlenen ve korkunç bir vahşiliğe işaret eden bir cinayetin izini sürmeye başlarlar. O vahşi cinayetten sağ kurtulmayı başaran bir görgü tanığı, bir kurt adamın varlığından bahseder ve Seyfettin Efendi’nin kahkahası kulaklarda çınlar (Benim kulaklarımda çınlar desem daha doğru:)). Pozitivist yaklaşımıyla her olayı ele alan Seyfettin Efendi ve onun Esrardaşlarının önünde Heybeli Ada ve Sivri Ada’ya uzanan ve yine doğaüstü bir varlığa işaret eden bir vaka var. Acaba durum gerçekten böyle mi? Olayların nereye vardığını ise okuyunca göreceksiniz.
Sizleri merakta bıraktıktan sonra hızlıca değinmek istediğim birkaç konu daha var. Bunlardan ilki oldukça merak ettiğim mühendis Münevver’in bu ciltte daha fazla yer alması. Ekibin mucidi görevini üstlenen Münevver’in pek çok çalışması içinden seçtiğim bir silahı aşağıda görebilirsiniz. Yine de Hayırsız Ada macerasında Münevver ile ilgili elde ettiğimiz bilgiler ağzımıza çalınmış bir kaşık balmış gibi geliyor bana. Artık önümüzdeki ciltlere bakacağız. :)
Gaz atma ve elektro şok özellikli Kırlangıç A-1. Mühendis Münevver'in icatlarından biri, Oldukça yaratıcı bir tasarıma sahip. |
Bahsetmek istediğim diğer bir konu Devrim Bey’in maceralarda ünlü bir Türk sanatçısına ve düşünürüne gönderme yapması. Bu sayıda da var ve ben herhangi bir yerde okumadan bunu araştırarak bulduğum için ayrı bir mutluluk hissettim. Yazıyı kafamda oluştururken bu kişiden bahsetmeyi düşünmüştüm ama bilmeyenler için ilgili paneli de paylaşmayacağım.
Hayırsız Ada macerasında Kara Sabahat ve Firuz adlı yeni karakterlerle karşılaşıyoruz. Açıkçası bunlar merak uyandırmıyor değil. Panellerdeki konuşmalardan ikisiyle de Seyfettin Efendi’nin bir geçmişinin bulunduğunu anlamak zor değil. Özellikle Firuz çok gizemli bir karakter gibi geldi bana. Seyfettin Efendi çizgi romanlarının genelinde var olan bir merakta bırakma durumuna yine burada rastlamak mümkün.
Yazıma burada son vermek istiyorum. Devrim Kunter ve Cihan Türe’yi bu güzel macerayı bize yazdıkları için ve Devrim Kunter’e ise güzel çizimlerle bize Hayırsız Ada’yı çizdiği için çok teşekkür ediyorum. Tabi ki yazımın başında da belirttiğim gibi imzalı bir Hayırsız Ada kopyası için ayrıca teşekkür ederim. Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları 2 – Hayırsız Ada macerası her açıdan güzel bir eser. Seyfettin Efendi ve Esrardaşları’na olan bilgi açlığımızı bir miktar giderse de giderdiğinden fazlasını getiriyor ve 3. cildin yollarını gözletiyor.
Siz de Hayırsız Ada ve Seyfettin Efendi ile ilgili düşüncelerinizi yazıma yorum yaparak paylaşabilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere…
Yazı Dizisinin Diğer Yazıları:
Seyfettin Efendi Günleri: Olağanüstü Maceraları 1 - Yeditepe Canavarı
Seyfettin Efendi Günleri: Esrarengiz Hikayeleri 1
Seyfettin Efendi Günleri: Devrim Kunter ile Seyfettin Efendi Üzerine Söyleşi
Yazı Dizisinin Diğer Yazıları:
Seyfettin Efendi Günleri: Olağanüstü Maceraları 1 - Yeditepe Canavarı
Seyfettin Efendi Günleri: Esrarengiz Hikayeleri 1
Seyfettin Efendi Günleri: Devrim Kunter ile Seyfettin Efendi Üzerine Söyleşi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder