Yaz rehaveti, yıllık izinler derken bu ay neredeyse blogum yazısız kalacaktı ancak bu yazıyla birlikte buna izin vermiyorum. :) Yine bir çizgi roman yazısıyla karşınızdayım. Bugün inceleyeceğim çizgi roman “Martin Mystere 141 - Dido’nun Hazinesi”. Martin Mystere ile ilgili kısaca bilgi sahibi olmak istiyorsanız daha önce burada yayınladığım yazıma bakabilirsiniz. “Dido’nun Hazinesi” genel olarak beğendiğim bir hikayeye sahip. Verdiği tarihsel bilgilerse oldukça güzel. Zaten Martin Mystere çizgi romanlarındaki maceraların bir özelliği de hikayelerin gerçek mekanlara ve olaylara dayanması.
“Dido’nun Hazinesi” macerasında, açılışı Roma döneminden bir girişle yapıyoruz ve maceranın ilk sayfalarında okuduğumuz bu sahneler, aslında tüm maceranın temelini oluşturuyor. Bir grup Roma işçisi bir arazi üzerinde çeşitli noktalarda kazılar yaparak bir şeyler arayışındadır. Bu arayışlar esnasında bu bölgelere kadar gelinmesini sağlayan lider Romalı ve yönetim ekibi bir anda beklenmedik yerli saldırılarıyla karşılaşırlar. Ben bu olanlara anlam vermeye çalışırken karşıma kutuplarda bir araştırma görevinde bulunan bir grubun, araştırma konularından bambaşka bir konuda yaptıkları bir buluş çıkıyor. Kutuplarda bulunan bir Romalı kılıcı! Grup bu olana bitene, bu kılıcın nasıl olur da kutuplarda bulunabileceğine dair beyin fırtınası yaparken bu işin içinden ancak Martin Mystere’in çıkabileceğini düşünüp, ( daha önceden başka bir macerada bu grup ile Martin amca bir macera yaşamış. Bunu da diyaloglar arasından öğreniyoruz. ) kendisine haber yolluyorlar. Martin amca bu esrarengiz durum karşısında durur mu? Tabi ki ilk uçakla hemen kuzey kutbuna uzatmalı sevgilisi Diana ile birlikte gidiyorlar.
Buradan sonra çok detaya girmeyeceğim. Macera bu kılıcın nasıl buralara geldiğinin araştırılması ve çeşitli sonuçlara ulaşılması şeklinde devam ediyor. Macera kutuplardan başka yerlere taşınıyor. Tabi ki bu araştırma aşamasında pek çok aksilik, ilginç olay da Martin Mystere ve beraberindekileri bekliyor. Hikayeye başlarda dahil olan ve paraya para demeyen, eski hazineleri araştıran karakter maceradaki favorim oldu. Tip olarak ayrıca sahip olduğu teknolojik teçhizat ve ekiplerle saygı duyulacak bir şahsiyet. :) Hatta Martin Mystere bile bir ara ufak bir diyaloğunda, kendi uzmanlık alanı olan bu tarz bir işte, bu adamla birlikte çalıştığı ve adamın sahip olduğu ekipmanıyla bir anda Martin Mystere’i geri plana itmesi karşısında bozulduğunu gizleyemiyor. :) Hoş bir diyalogdu. Bu tarz güzellikler macera boyunca mevcut.
Maceranın sonu fena değil. Dido’nun tarihsel önemi ve kim olduğunu öğrendiğimiz bir macera oldu. Kartacalı Dido’nun (günümüzde Kartaca Tunus) hikayesi olan ve Roma döneminden başlayıp, kutuplara uzanan oradan da farklı yerlere uğrayan bu macerayı sevdim. Siz de bu macerayla veya Martin Mystere ile ilgili olarak yazıma yorum yaparak katkıda bulunabilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder