Nicholas CARR tarafından yazılan
“Yüzeysellik: İnternet Bizi Aptal Mı Yapıyor?” adlı kitap içindeki pek çok
görüşe katılsam da severek okuduğum bir kitap olmadı.
İnternet Bizi Aptal Mı Yapıyor? - Nicholas Carr |
İnternetin bize sunduğu
fırsatlarla bizim işimizi kolaylaştırıyor olmasının yanında bizi kendine
bağımlı hale getirdiği görüşüne katılmamak elde değil. Kitap okuma
alışkanlığını körelttiği, okuduğumuz yazıya dikkatimizi vermede güçlük
çekmemize sebep olduğu da bir gerçek.
Yazarın bulunduğu şu durum da
çoğu kişiye tanıdık gelebilir; “Delete tuşu, kaydırma çubuğu, kes yapıştır
fonksiyonları, geri al tuşu olmaksızın kendimi kaybolmuş hissetmeye başladım.”
Neredeyse gerçek hayatta da bu özelliklerin olduğunu, sevmediğimiz kişiyi
delete tuşu ile silebileceğimizi ve yaptığımız hatayı geri al tuşu ile geri
alabileceğimizi düşünür olduk.
Yazar görüşlerini açıklarken pek
çok bilimsel çalışmadan bahsediyor. Bilimsel çalışmalardan çok detaylı
bahsetmesi benim açımdan kitabı okuması zor bir hale soktu. Biraz zorlanarak ve
sıkılarak okuduğum kitabı yarım bırakmayı bile düşündüm. Kitabın içeriğinden
biraz daha bahsetmeye devam etmeliyim diye düşünüyorum.
Beynin yapısı, işleyişi hakkında
bilimsel çalışmalara, görüşlere kitapta yer verilmiş. İnternet kullanımının
beynin işleme yöntemini değiştiriyor olabileceği görüşü paylaşılmış. Akıllı
teknoloji diye adlandırılan teknolojik gelişmelerin de beynin işleyişi üzerinde
etkisi olduğu belirtilmiş. Yazı, matbaa ve bilgisayar kavramlarından
bahsedilerek, ekran dünyasının kitap dünyasından farklı olduğu vurgulanmış.
Bilgisayar ile beynimizdeki yolların yapılandığı görüşü paylaşılmıştır.
Yazarın “internet kullanımındaki
artışla birlikte azalmaya başlayan zaman, basılı yayınları okumaya ayırdığımız zamandır.”
görüşüne kesinlikle katılıyorum. İnternet alışkanlığı artıkça okuma alışkanlığı
azaldı. Basılı yayınlara hatta internetteki yazılara göz gezdirir olduk.
Yazarın kütüphaneler ile ilgili
görüşlerine de üzülerek katılıyorum. Kütüphanelerde basılı yayınların yerini
internet bağlantılı bilgisayarlar aldı. Kitaptaki “Modern kütüphaneye egemen
olan ses, sayfa çevirme sesi değil, klavye tuşlarının sesidir.” cümlesine şu
cümleleri de ben ilave etmek istiyorum. Biz 90 yıllarının çocukları ödev
araştırmak için kütüphaneye gider, basılı yayınları kullanırdık. Yeni nesil
evlerinde ya da internet kafelerde interneti kullanarak araştırma yapıyor.
Fakat bulduğu dökümanı okumayıp, göz gezdirdikleri için bulduğunun tam olarak
ne olduğunu anlamadan ödev yapıyor. Kitapta altını çizdiğim şu cümleleri de
sizlerle paylaşmak istiyorum; “Kitapların bize sunduğu etiği reddettik.
Gönlümüzü, oradan oraya atlayan hokkabaza kaptırdık.”
Kitapla ilgili dikkatimi çeken
noktaları sizlerle paylaştım. Okuması çok kolay bir kitap değil. Yazarın
paylaştığı görüşlerin bir kısmına da katılmamak elde değil. Bilimsel araştırma
okumaktan sıkılmayanlar tercih edebilir. Yorum yazarak sizlerde kitap hakkında
görüşlerinizi bizlerle paylaşabilirsiniz. Her şey gönlünüzce olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder