Bir Makine Mühendisi olarak, evlerimizde kullandığımız enerjinin basit adımlarla veya etkili büyük adımlarla nasıl daha verimli kullanılması gerektiğiyle ilgili yazı yazmasam olmazdı. Bu yazı tadında, pratik bilgiler içeren yazılar yazıp bilgilendirme yapmayı, enerji konularında ve farklı konularda düşünüyorum. Bu yazıda bir başlangıç oldu.
Günümüz ekonomik ve sosyal
şartlarında enerjinin yeri ve elde edilmesi göz ardı edilemeyecek kadar önemli
bir konudur. Artan hayat pahalılığı, buna karşı aynı oranda artmayan gelirler,
özellikle son yıllarda enerjinin daha verimli kullanılması gerektiğiyle
ilgili olarak, insanları önlem almaya itmiştir. Tabi tüm bunlara ek olarak
ülkemizin enerjide dışa bağımlı olması da enerjiye ödediğimiz paraları
etkilemektedir. Peki evlerimizde veya günlük hayatımızda “enerji verimliliği
nedir” sorusuna ne tür pratik bilgilerle veya pratik olmayan ancak etkili
yöntemlerle cevap verebiliriz şimdi onları sizlere anlatmaya çalışacağım.
Bazı
İstatistikler:
Bugün ele alacağım, günlük
hayatımızda ve konutlarımızdaki enerji tasarrufu konusunun ne derece
önemli olduğunu vurgulamak için şu örneği vermemde yarar var;
Ülkemizde tüketilen toplam
enerjinin %30 civarındaki kısmını konutlarımızda tükettiğimiz enerji
oluşturuyor. Bu enerji kalemleri, konutlarda daha çok ısınma, aydınlanma ve
elektrikli cihazların kullanımında tüketiliyor. Tüm bu ihtiyaçlarımız için
kullandığımız enerjinin çok büyük bir kısmını fosil yakıtlar dediğimiz kömür,
doğal gaz vb. yakıtlardan elde ediyoruz. Buna aydınlanma ve ev aletlerimizde
kullandığımız elektrik enerjisinin üretimi de dahildir.
Dolayısıyla evlerimizdeki
enerjiyi verimli kullanmak, hem kendimize hem de ülkemize katkıda bulunmak
anlamında oldukça önemli.
Tüm anlatacaklarım ısınmak için,
aydınlanmak için, evimizdeki aletleri çalıştırmak için harcayacağımız elektrik
enerjisini, doğal gazı, kömürü, odunu daha az kullanmamıza yol açacak ve
dolayısıyla ödediğimiz paraları da azaltacak.
Isınma ile Başlayalım…
Bu adım ısınmak için
kullandığımız yakıtı azaltacağından cebimize büyük katkısı olacak. Ancak bazı
adımlar var ki belirli bir harcama yapmadan uygulanamıyor. Fakat yapılan masraf
kendisini çok kısa zamanda amorti ederek bizi kâra geçirecektir.
1. Binamıza Yalıtım Yaptırmalıyız..!
Pratik olmayan bir adım ancak
oluşacak olan ısı kayıplarını en çok engelleyecek olan yöntemdir. İyi yalıtılmış
bir bina oluşan ısı kaybını %50 oranlarına kadar azaltacak ve daha az yakıt
kullanarak aynı oranda ısınmamızı sağlayacaktır. Yalıtım için yapılan yatırım
binanın büyüklüğüne göre değişecek olsa da ortalama 1 senede kendini amorti
edeceğinden daha sonraki yıllar bize kâr olarak geri dönecek.
Konutlarda en çok ısı kaybının
olduğu yerleri de bilgi olsun diye sıralayacak olursam;
- Dış Duvarlar ( Dış hava ile temas halindeki duvarlar) - Yalıtılırsa %40 tasarruf
- Pencere ve kapılar – Yalıtılırsa %25-%50 tasarruf
- Çatı - Yalıtılırsa %7 tasarruf
- Merdiven boşluğuna bakan dış kapı – Yalıtılırsa %10 tasarruf
- Döşemeler - Yalıtılırsa %6 tasarruf ( Bu maddelerdeki kaynak EİE)
2. Pencere ve Kapılarımızda Oluşan Hava Sızıntılarını Engellemeliyiz..!
Binayı komple yalıtmak mümkün
değilse, pencere ve kapılarımızı yalıtarak da ısı kaybını önemli derecede
azaltırız.
Pencere ve kapı yalıtımları için pratik
olarak yalıtım bantlarını kullanarak işe başlayabiliriz. Unutmayalım
ki pencere ve kapılardaki hava sızıntılarını yalıtmak evdeki ısının bize
yaklaşık dörtte birini yani yüzde %25’ini tutmamızı sağlar.
Özellikle pencerelerle ilgili bir
diğer önemli hususta tek cam veya çift cam olmasıdır. Tek camlı bir pencere,
çift camlı bir pencereye oranla yaklaşık yarı yarıya daha fazla ısı kaybı
demektir. Yeni bir eve taşınıyorsanız, ya da evinizde bir tadilat düşünceniz
varsa pencerelerinizi çift camlı olarak değiştirmeyi düşünmelisiniz.
Pencerelerden Isı Kaçar! |
3. İçinde Yaşanılan Ortamları Gereğinden Fazla Isıtmamalıyız..!
Evet, belki de en önemli
konuların başında geliyor ama genelde hepimiz, içinde oturduğumuz odanın
sıcaklığını tavan yaptırırız ve sonra bunalıp pencereleri açarız. İçinde
yaşadığımız bir odayı gereğinden fazla ısıtmak bize enerji kaybı ve daha fazla
fatura veya daha çok kömür olarak geri döner. Yani enerjiyi oldukça verimsiz
kullanmış oluruz. Hastalanma ihtimalimiz bile ortaya çıkabilir.
İnsan, konforlu olarak, ne
soğuktan ne de sıcaktan rahatsız olmadan yaşamalıdır. Belirlenmiş bazı
değerleri vermek istiyorum.
·
Oturma Odaları için 21 – 22 C
·
Mutfak 20 C
·
Banyo 24 C
·
Tuvaletler 20 C
·
Hol, Antre vb. 15 C
olmalıdır. Yapılan hesaplamalar
bu değerlere göre olur. Bu değerler insanların rahatsız olmadan
yaşayabilecekleri değerlerdir. Dolayısıyla evlerimizde bu sıcaklıklara uymak,
odalarımızı gereğinden fazla ısıtmamak bize ortamdaki her bir derece sıcaklık düşüşü için %5-7 arası daha az yakıt
tüketimi getirir.
Bir odamızın sıcaklığı 22 C olması gerekirken biz 28 C yapıyorsak ve buna 100
birim enerji harcıyorsak, olması gereken değerinde ısıttığımızda 70 birim
enerji harcarız. Farkı görüyorsunuz. Oldukça basit bir adım.
4. Odalarımızı Nemlendirmeliyiz...!
Bu maddemiz 3. madde ile oldukça
bağlantılı. Bulunduğumuz ortamın havasının kuru olması bizi rahatsız eder ve
belki de en önemlisi yetersiz nemlendirilmiş bir odada sıcaklığı daha az
hissederiz.
Nemli bir hava, sıcaklığı olduğundan
daha fazla hissetmemize sebep olur. Dolayısıyla kalorifer veya soba gibi
ısıtıcılarımızın yakınına su koyarak odamızı nemlendirmemiz sıcaklığı daha
fazla hissetmemize sebep olur.
Bu durumu şöyle örneklemek çok
iyi olacak. Mesela hava sıcaklığının hem Antalya’da hem de Ankara’da 30 derece
olduğunu düşünün. Bu iki şehrimizin hangisinde daha çok bunalırsınız. Cevabımız
Antalya’dır. Çünkü Antalya’da nem miktarı fazla olduğu için o şehrimizde daha
çok bunalırız çünkü sıcaklığı 30
C değil daha çok hissederiz.
Evlerimizde ısınırken nemli ortam
oluşturup sıcaklığı daha çok hissetmemizi sağlamalıyız. Bu durum kendimizi iyi
hissetmemize de sebep olacaktır.
5. Oda Sıcaklığı Çok Yüksekse Pencere ve Kapıları Açmayın...!
Bu madde nereden çıktı derseniz,
açıklıyorum. Gereğinden fazla ısıtılmış bir odada bir süre sonra bunalırız ve
odayı soğutma ihtiyacı duyarız. Bunu yaparken pencereleri açmak yerine
ısıtıcımızın ayarlarını kısmayı tercih etmeliyiz.
Isınmış bir ortamı dış hava ile
soğutursanız, bir süre sonra odayı yeniden ısıtmanız gerekecek ve örneğin 13
C’ye düşmüş bir odayı 22 C
getirmek yerine, 18 C’deki odayı 22 C’ye getirmek bize daha az bir enerji
harcaması getirecek. Hem sıcaklık değişimlerinden etkilenmeyeceğiz hem de
enerjiyi verimli kullanmış olacağız. Bu kombilerin kullanımında da böyle
olmalıdır.
Enerji verimliliği ile ilgili
yazımın 1. bölümünü burada bitirmek istiyorum. Bir sonraki bölümde yine enerji
verimliliği ile ilgili yararlı bilgiler vermeye devam edeceğim. Sizde bu yazıda
anlattığım yöntemler haricinde uyguladığınız yöntemler varsa bu yazıyı
yorumlayarak benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum. Böylece hem bana hem de bu
yazıyı okuyan okuyucularımıza daha fazla yarar sağlayabiliriz. Sonraki
yazılarda görüşmek üzere…
akıcı anlatımla yararlı bilgiler
YanıtlaSilteşekkürler cidden diğer bilgilendirici sitelerden buna vikipedia vb. siteler dahil daha bilgilendirici ve açıklayıcı bir anlatımınız var :)
YanıtlaSilBu önemli konuda yardımcı olabildiysem mutlu olurum. Yorumunuz için çok teşekkürler..
Sil