Severek takip ettiğimiz Kayıp Rıhtım sitesi 5. yılını kutladı. Biraz Yazalım olarak 5. yılında Kayıp Rıhtım ile röportaj yapma şansı yakaladık. Edebiyat alanında önemli sitelerden biri olan Kayıp Rıhtım'ı ve arkasındaki ekibi tanıma fırsatı yakalayıp, bunu sizlerle paylaştığımız için mutluyuz...
- Merhaba, Blogumuzun röportaj teklifini kabul ettiğiniz için teşekkürler. Hep Kayıp Rıhtım bizler için güzel ve kaliteli röportajlar yapıyor, bu kez de biz sizinle röportaj yapıp Kayıp Rıhtım'ı ve arkasındaki başarılı ekibi okuyucularımıza tanıtmak istedik. Hemen sorularımıza geçelim. İlk olarak kısaca bize kendinizi tanıtır mısınız?
Öncelikle bizimle röportaj yapmak istediğiniz için biz teşekkür ederiz. Ne de olsa site olarak vereceğimiz ilk röportaj olacak bu. Başkalarıyla söyleşi yapmaya alışmış bizler - sizin de dediğiniz gibi- bizimle bir sohbet gerçekleştirmek istenilince hayli şaşırdık, ama bundan dolayı da gerçekten çok mutluyuz.
Kendimi tanıtmak kısmına gelince, bir sonraki soruda ekibi de anlatmam gerekeceği için, öncelikle sorulara cevap veren kişi olarak başlayayım. Kayıp Rıhtım sitesinin yöneticilerinden Fırtınakıran olarak sorularınızı cevaplayacağım. Ya da gerçek adıyla Hazal Çamur, ama site sakinleri onu drow matronu ve site ablası gibi isimlerle tanımlamayı pek sever. Ben de seviyorum bu isimleri, ne yalan söyleyeyim. Ancak tüm bu tanımlamalara birlikte sitede üyelerle en çok iletişimi bulunan isim de benim. Bunun dışında 4 senedir Kayıp Rıhtım’da bulunuyorum. Yeni mezun bir işsiz (acıtasyon değil, tatil yapıyorum), gördüğünüz projelerin bazılarının arkasındaki isim, öykü yazarı (ben de sitemizde öykülerimi zaman zaman paylaşıyorum), söz konusu Kayıp Rıhtım’sa gayet işkolik bir şahıs gibi tanımlamalarla kendimi anlatmaya devam edebilirim sanırım. Fakat ben devam ettikçe cevap epey uzuyor. Bu noktaya kadar saydıklarım yeterlidir sanırım.
- Bize biraz da Kayıp Rıhtım'dan bahseder misiniz? Kayıp Rıhtım fikri ilk nasıl ortaya çıktı? İsmin bir hikâyesi var mı? Kimler katkıda bulundu? Çekirdek kadrosunda kaç kişi var?
Kayıp Rıhtım’dan bahsetmek çok zor aslında. Biz 5.yılımız kapsamında hem değerli üyelerimiz, hem de sevgili sanatçılarımızdan bunu yapmalarını istemiştik. Ama işin içinde bulunan kişiler olarak Rıhtım olgusunu tanımlamak göründüğü kadar kolay değil.
Önce ismin hikayesinden başlayalım. Sitemiz 2008 başında ilk kurulduğunda “Hayal Cini” adında farklı bir isme sahipti. Yaklaşık sekiz ay böyle devam etti. Daha sonra şu anki isim geldi. Peki bu isim nereden geldi? Fikir babası Çağıl Erbaş’dır. Kendisi de site üyelerimizdendir. Değişiklik sonrası oluşturmaya başlayacağımız Kayıp Rıhtım Kültür Oluşumu’nda da önemli katkıları vardır. Buradaki Rıhtım, az çok tahmin edeceğiniz üzere Kadıköy rıhtımı temsil eder. Yani “bizden” olduğuna vurgu yapar. Ama öyle alelade de değildir. Kayıptır çünkü. Kendine has öykü ve öyküleri vardır. Kaybolursunuz belki ama tek başınıza değil. Sizin gibi düşünen, sizlerle benzer fikirlerde olan kimselerle beraber kaybolursunuz. Ve bu kaybolmuşluk, bir yalnızlık değildir. Aksine farklı dünyalara yapacağınız yolculuğun anahtarıdır.
Sitenin çekirdek kadrosunu site kurucumuz ve genel yayın editörümüz Hakan Tunç, genel yayın editörü olarak ben ve Özgürcan Uzunyaşa oluşturmaktadır. Ayrıca forum editörlerimiz Fatıma Gemalmaz ile Beyza Taşdelen de bu kadroya dâhildir. Fakat bu görünen kısmı. Asıl olarak bu kadroda birçok isim vardır. Örneğin M. İhsan Tatari, birçok projemizde adı geçen isim. Yine Yosun Erdemli, çevirmen ve redaktörümüz. Onur Selamet, Erman Yücel, Ozancan Demirışık, Buğra Şenyüz, Tarık Kaplan, aramıza yeni katılan Bahri Doğukan Şahin... Açıkçası bu liste böyle uzar gider. Aslında yakın zamanda, kadromuz listesinde bir güncelleme yapacağız. İlk haberi de buradan vermiş olalım. Ayrıntılı isim listesini, zamanı gelince oradan görebilirler.
- Bize göre Kayıp Rıhtım kendi alanında çok kaliteli işler çıkartıyor ve yeri oldukça sağlam. Geçen 5 yılı düşündüğünüzde siz, Kayıp Rıhtım'ı nerede görüyorsunuz?
Valla yaptığımız işler sizlerin gözünde bu denli kaliteliyse ve sağlam yerlere sahipse biz daha ne isteyelim? Sizlerden gelen takdirler göğsümüzü kabartıyor, ama haklı eleştirilerinizse şapkamızı önümüze koyup düşünmemize neden oluyor. Kısacası, emek verdiğimiz bu oluşumda takipçilerimizin fikirleri, ister olumlu olsun ister olumsuz, bir hayli önemli.
Aslına bakarsanız şu 5 yılda Kayıp Rıhtım zorlu bir yolu aştı ve şu anki konumuna ulaştı. Sitenin daha ilk yılki halini hatırlıyorum da, hem üyeler hem de bizlerin belli eksikleri olduğu barizdi. Ancak bence bizim en büyük farkımız, eksiklerimizin farkında bir yapıya sahip olmamızdır. Asla “bu alanda rakipsiziz” gibi boş sözlerin arkasına saklanmadık. Bunun yerine icraatlarımızla farkımızı ortaya koymayı seçip, takdiri takipçilerimize bıraktık.
Eskiden daha çok fantastik edebiyat üzerinden gidiyor ve daha bilindik “forum” çerçevesine oturuyorduk. Çevirilerimiz, söyleşilerimiz yine vardı; ancak hiçbirinde fark yaratacak unsurlar yoktu. Dile kolay, 5 sene içerisindeyse sadece fantastik edebiyat sitesi değil, bir “edebiyat” sitesi olma yolunda ciddi anlamda yol aldık. Tam bu noktada, bu alanda hizmet veren bir site olarak okurları “bilinçlendirme” misyonumuzu da kazanıp ona sıkı sıkı sarıldık. Yazıların yetmediği yerde radyomuzda sesimizle okurları bilgilendirmeye çalıştık. Evet, bu bağlamda bakıldığında Kayıp Rıhtım’ı, başlangıçta bilindik bir fantastik siteyken şimdi üyelerini ve takipçilerini bilinçlendirmeyi amaç edinmiş, kültürel anlamda sağlam bir omurgaya sahip, yeri geldiğinde yayınevlerine kadar sesini duyuran, bilgili ve yetkin üyeleri/kardosuyla internet âleminde önemli bir platform rolünde görüyorum. Belki çok iddialı konuşuyorum ama, eğer forumlarımızda biraz vakit geçirirseniz bizi bırakın, üyelerimizin ne kadar dolu olduğunu sizler de görecekseniz.
Kayıp Rıhtım'ın 5. Yıl Pastası :) |
- En küçük siteden en büyüğüne kadar sitelerin çeşitli hedefleri vardır. Peki, Kayıp Rıhtım olarak sizin hedefleriniz nelerdir? Bizi neler bekliyor? :)
Bizim en büyük hedefimiz, kaliteli çizgimizi hiç bozmadan devam etmek ve bunu yaparken üzerine hep daha fazlasını koymak. Biliyorsunuz, artık sadece Türkiye’den değil, dünyadan da haberler taşıyoruz size. Bunu yaparken hep “neden bizde de olmasın ki?” diyoruz. Bir kitap mı yayınlandı? Neden dilimize de çevrilmesin?
Hedeflerimiz arasında sizleri daha çok bilgilendirmek (bu esnada kendimizi de geliştirmeye devam etmek), sadece inceleme değil eleştirileri de sizlere sunmak var. Bunların dışında yine sıra dışı projelerimizin olacağına dair şüpheniz olmasın. Ancak şu an için devam eden 5.yıl şenliklerindeki sürprizler dışında bir şey demem pek doğru olmaz.
Biz Bunu İstiyoruz #3 projemiz var, ondan bahsedebilirim. Sizlerin karşısına çıkabilmesi için hazırlanmaya devam ediyor.
- Heyecanla bekliyoruz... Peki Kayıp Rıhtım için ortaya koyduğunuz projeler içinde, sizi en çok etkileyen proje hangisi oldu? Bunun sebebi neydi?
Zor bir soru, çünkü pek çok projemiz bizi biz yapan etmenlere sahip. Mesela, Türkiye baskısında hiç yayınlanmayan bir “Tolkien’in Önsözü” adlı projemiz var ki anlaşıldığı üzere bu ülkede ilktir. Maalesef Metis’in Yüzüklerin Efendisi baskısında bu önsöz yer almaz. Sonrasında pek çok kişi tarafından büyük takdir kazanan “Biz Bunu İstiyoruz!” adlı sesimizi duyurma çabamız var. Şu ana kadar 2 tane gerçekleştirdik ve ülkemizde basılmasını istediğimiz eserleri masaya yatırıp, inceleme, ön okuma, okur yorumları vb. gibi şeyleri çevirip sizlere de tanıtarak bu ülkeye yeni eserler kazandırılmasını istiyoruz. Ne mutlu ki, projenin ilk ayağında tanıttığımız Kralkatili Güncesi dilimize çevrildi ve ikinci ayağındaki The Witcher’In telifleri (kim tarafından bilmiyoruz) alındı.
Son olarak, Yayınevleri Soru Hattı’ndan da bahsetmek istiyorum. Bence bu da oldukça önemli bir projeydi. Artık bu sayede yayınevleri yetkililerine doğrudan soru sorabiliyor ve cevap alabiliyorsunuz.
Burada sayılması gereken daha çoook şey var. Ancak bunlar ilk üçe rahatlıkla konulabilir.
- "Aylık Öykü Seçkisi" bize göre (eminim çoğu kişiye göre) çok özel bir bölüm. Bize Aylık Öykü Seçkisi'nden bahseder misiniz? Nasıl ortaya çıktı?
Seçki fikri, 2009 yılının başlarında ortaya çıktı. Açıkçası ilk başlarda olabilitesine bile pek ihtimal vermiyorduk. Bir kere, zaten çok fazla öykü yazan, yazsa da temalı yazan, hadi öyle yazacak olsa da gönderen kaç kişi çıkabilirdi ki? Peki biz her ay bu işi yapabilir miydik? Sitenin geneline bakmak bile başlı başına bir yükken böyle ciddi bir işin içine girebilir miydik? İlk öneriyi sunan Onur Selamet arkadaşımız oldu. Sonra birkaç ay boyunca, nasıl olacağıyla, neler yapacağımızla, ne gibi taleplerde bulunacağımızla ve bazı pürüzleri nasıl halledeceğimizle ilgili sıkı bir beyin fırtınasına gerçekleştirdik. Nihayet 2009 yılının haziran ayında, seçkimiz ilk teması olan “Göl” ile yayına başladı. Ve o günden bu güne (gelecek mart ayı itibarıyla kırk beşinci sayı yayımlanacak) her ay, bazen geç bazen erken yeni öyküler yayımlandı.
Peki ilk baştaki öykü seçkisi ile şimdiki seçki arasında farklar var mı gibi bir soruyu da kendi kendimize yöneltecek olursak; olmaz olur mu? Temasından görsel seçimine, öykü isteklerinden daha sonra getirilen şartlara kadar birçok şey değişti. Elbette bunlar bir anda olacak şeyler değildi. Derler ya hani; insan yaşadıkça öğreniyor. Gerek sitenin geneli olsun, gerek öykü seçkisi olsun, her gün bazı durumların yeni yeni farkına vararak kendimizi geliştirdik. Geliştirmeye de devam ediyoruz. Ki bu durum, yayında olduğumuz müddetçe devam edecek.
Aylık Öykü Seçkisi Logosu - Her Ayın Temasına Göre Değişiyor. |
- Aylık Öykü Seçkisi ile ilgili düşündüğünüz farklı projeler var mı?
Elbette. Özellikle şu sıralar üzerinde ehemmiyetle durduğumuz 5. yıl projelerimizi tamamladığımız ve derin bir nefes aldığımız vakit, ilk işlerimizden biri orayla ilgili sosyal anlamda bazı atılımlarda bulunmak olacak. Zaten şu sıralar da fark ettiyseniz bazı değişiklikler yaptık. Örneğin artık her öykü yazarına ait bir sayfa bulunmakta ve o isimlerin istedikleri takdirde kısa özgeçmişleri bu sayfaya eklenebilmekte. Bu ve buna benzer birkaç küçük özellik eklendi. Çok daha fazlası da yolda.
- Kayıp Rıhtım ekibinin de Aylık Öykü Seçkisi'nde pek çok öyküsü mevcut. Sizin için yeri en özel olan öykünüz hangisi ve neden?
Burada bir tek öyküyü göstermek diğerlerine büyük haksızlık olur. Aklıma gelen isimlerden sadece birini seçmeye çalıştığım anda zihnim, “ama diğerinin şu harika yanı ne olacak!” diye isyana geçiyor. Onun için ben daha kestirme bir yolla cevap vereyim buna. Aylık Öykü Seçkisi’nin 2. yaşında temamız “Kayıp Rıhtım”dı ve biz Kayıp Rıhtım ekibi olarak yazdığımız öykülerle bir etkinlik düzenledik. Katılan isimler ya bu sitenin bir yetki sahibi ya da projelerde adını sık duyduğunuz isimlerdi. O seçkinin yeri bizler için çok ayrıdır. Çünkü “Kayıp Rıhtım”ı ilk defa bir tema haline getirip, bunca yılımızı harcadığımız sitemiz için gerek komik, gerek hüzünlü, gerek karanlık, gerekse nostaljik öyküler yazdık. Üyelerimizin çoğu tarafından da olukça beğenilen, herkesin öyküler içinde kendine yer bulduğu bir seçkiydi.
Ayrıca bu türde eserler vermiş olan yazarların seçkimizin ilk yılı ile üçüncü yıl dönümüne özel yazdıkları öyküler de şahaneydi. İlk yıl temasız, üçüncü yıl “Rıhtım” temalı öyküler ile o maharetli kalemlerden eşsiz öyküler okuduk. Umarım bu seçkilere bakma şansınız olur.
- Aylık Öykü Seçkisi'ne isteyen herkes öykü gönderebilir mi? Bu konuda çekinen kişilere tavsiyeleriniz var mı?
Bu konuda neden bilmiyorum ama kimseyi ikna edemiyoruz. Evet, isteyen herkes öykü gönderebilir. İnsanlar hep belli ön koşullara alıştıkları için burada da “herkesin” hikâyelerini paylaşabileceklerine pek inanmıyor. Haksız da değiller.
Bizim hiç ön koşulumuz yok mu? Elbette var, fakat bunlar çok naif koşullar. Biz sadece o ayın temasına uygun (temayı kurgunuzun ana teması yapmak zorunda değilsiniz, sadece bir yerinde temanın adı geçse de olur) fantastik/bilimkurgu/korku/gotik/polisiye türlerinden birine giren bir öykü yolladığınız sürece seçkimizin kapısı hepinize açık.
Çekinceleri olan kişilere sesleniyorum! Hala ne bekliyorsunuz? Öykülerinizi, o üzerine titrediğiniz gözbebeklerinizi gelin seçkimizde yayınlayalım ve sizler de yorumlar, eleştiriler alın. Çoğu kişi eleştirilmekten korkuyor, ancak bir kişi eleştirilmeden nasıl daha iyi olabilir ki? Ben kendim de bu sitenin bir yönetici olarak öykülerimde eleştiri alan biriyim, diğer yöneticiler de aynı şekilde eleştiriler aldılar. Almaya devam ediyorlar. Zaten size bir eleştiri geliyorsa saf bir eleştiri olmaz, okurlarımız böyle insanlar değiller. İyi yanlarınız övülür, bazı eksik noktalara uygun ve saygılı bir dille dikkat çekilir ki sizler çok daha güzel eserler verin, onlar da diğer seçkilerde sizleri merakla takip etsin.
Diyeceğim o ki, yepyeni öyküler okumak için bekleyen bir güruh var burada. Neden o “yeni” fikir sizden çıkmasın?
- Kayıp Rıhtım'da yaptığınız röportajlar arasında sizi en çok heyecanlandıran ya da şaşırtan kişi kim oldu?
Kesinlikle John Scalzi!
Nedeni aslında oldukça basit. Yaşlı Adamın Savaşı evreninin yaratıcı Scalzi, dünyadaki pek çok listede ilk 100’e girerken ülkemizde de büyük bir hayran kitlesine kavuştu. 5.yılımız çerçevesinde kendisine röportaj teklifi götürdüğümüzde bize anında cevap vereceğini hiç beklemiyorduk. Oysa biz ona mail attıktan dakikalar sonra bundan memnuniyet duyacağını söyledi. Ayrıca Twitter hesabında da bunun duyurusunu yaptı. Sorularımızı gönderdiğimizdeyse çok kısa bir zaman içerisinde uzun ve bir o kadar doyurucu, eğlenceli cevaplarla bize geri döndü.
Hem sevdiğimiz ve dünyaca takdir edilen bir yazarla söyleşi yapma imkânı bulduk, hem de kendisinden samimi, dolu dolu cevaplar alarak bunları sizlerle paylaşabildik. Kendisine bir kez daha teşekkürler!
- Karar vermesi zor bir soru olabilir belki ama bilimkurgu mu yoksa fantastik edebiyat mı?
Geldiğimiz noktada birini seçmek hiç doğru olmayacaktır. Çünkü fantastiğin yanı sıra bilimkurgu alanında da emek veren, forumlarında bu gibi tartışmalara yer veren bir oluşumuz. Hatta ve hatta, artık fantastik ve bilimkurguyu da aşıp distopya, ütopya, yeraltı edebiyatı, dünya edebiyatı, Türk edebiyatı ve klasikleri de kapsıyoruz. Biz bu kadar çok şeyi bünyemizde bulundururken birini seçmek bir anneye çocuklarından birini seçtirmek gibi olur. O nedenle affınıza sığınarak hem ikisi, hem de yukarıda saydığım diğerleri diyeceğim.
- Ülkemizde fantastik edebiyat ve bilimkurgu edebiyatının gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özellikle FABİSAD’ın kuruluşuyla birlikte nihayet bu alanda eser veren Türk yazarlarımız bir çatı altında toplandı. Örgütlenmek her konuda büyük bir öneme sahiptir. Fantastik ve bilimkurgu gibi dışlanan türler içinse daha da hayatidir.
Ülkemizin bu alanlarda geliştiği oldukça açık. Bundan gurur duyuyorum. Hatta üyesinden yöneticisine kadar, sitemiz de gurur duyuyor. Site kurucumuz Hakan Tunç da bu derneğin bir üyesidir. Göğsümüzü gere gere Türk yazarlarımızın ismini başkalarına tavsiye olarak verebiliyorsak bu geldiğimiz noktanın iyiliğine bir işarettir. Ancak tabii ki yeterli değil; neden daha iyi olmasın?
Sorunuza bir de başka açıdan yaklaşmak istiyorum. Ülkemizde, sorunuzda saydığınız iki türden daha çok fantastiğin geliştiğini düşünüyorum. Yani fantastiğin Türk bilimkurgusuna göre gelişme oranı daha fazla. Bu bir anlamda üzücü. Özellikle sinema sektörünün daha çok fantastik kitapları filmleştirmesiyle birlikte bu türe karşı bir talep doğdu, okur bunu ister oldu. Yine de kötümser değilim. Bilimkurgu alanında da gelişmeler devam edecek ve Türk yazarlarımızın bu alandaki eserleri raflardaki yerini alacaktır.
Yine de şöyle bir sorun var: Gelişmeler inkâr edilemez, ancak halen daha önyargılar kırılmış değil. Özellikle yaşları 13-16 arasında değişen bir kitle var ki, Türk yazar gördüğünde kötüleme üzerine kötüleme döktürüyor. Neden kendi milletimizin insanına böyle zulüm ediyoruz, anlamış değilim.
Kayıp Rıhtım Logosu - Gerçekten çok güzel... |
- Biraz da özel sorulara geçmek istiyorum. Kayıp Rıhtım ekibinin en sevdiği yazarlar kimlerdir?
Hmm. O zaman bu upuzun listeye hazır olun!
Douglas Adams ile başlayıp usta Asimov’a uzanabiliriz. Ursula Le Guin’e geçip John Scalzi ve China Miéville’i selamlar, oradan Michael Ende ile bir çay içebiliriz. George Martin’den tutup Robert Jordan’a, Brandon Sanderson’a kadar devam edebiliriz. Robert Silverbeg’ü unutmayarak Ray Bradbury, Margaret Weis&Tracy Hickman, R.A. Salvatore, Aldous Huxley, George Orwell gibi isimleri de sayabiliriz. Stephen King, Jim Butcher, Patrick Rothfuss, Neil Gaiman yine atlanmaması gerekenlerden. Bu arada Arthur Clarke ve Margaret Atwood gibi isimleri unuttuğumuzu mu düşünüyorsunuz? Onlar da var!
Türkiye tarafındaysa liste bunlardan da uzun. İhsan Oktay Anar, Barış Müstecaplıoğlu, Aşkın Güngör, Altay Öktem, Göktuğ Canbaba, Sadık Yemni, Gülşah Elikbank gibi Türk yazalarımızı saymaya kalkarsam bu röportaj sadece isimlerden oluşacak.
Daha çok sitemizin adının anıldığı türlere giren yazarları yazmayı uygun gördüm. Yoksa her birimiz sadece fantastik/bilimkurgu/korku okuru değil, her anlamda birer “okuruz”. Eğer onları da yazsaydım Dünya Klasikleri’nin büyük ustalarına kadar yolumuz vardı. Biz ekip olarak her türden okumayı seviyoruz, çünkü kendimizi ancak böyle geliştirebileceğimize inanıyoruz.
- Yayınevleriyle ilişkileriniz nasıl? Yayınevleri Kayıp Rıhtım'a nasıl yaklaşıyor?
Pek çok yayıneviyle bağlantımız bulunmakta. Sağ olsunlar, bizleri geri çevirmiyorlar. Şu ana kadar sadece birkaç yayınevinden cevap alamadık. Bunun dışında iletişim tekliflerimiz neredeyse hiç geri çevrilmiyor ve olumlu tepkiler alıyoruz.
Yayınevi mantığı da değişiyor, görüldüğü gibi. Eskiden onlar ulaşılmaz insanlardı bizim gözümüzde. Oysa şimdi hepsi okuruyla ya da okuruna onları ulaştıracak bizim gibi aracı sitelerle iletişim halinde olmayı tercih ediyor.
- Ülkemizde fantastik ve bilimkurgu edebiyatına katkıları düşünülürse en beğendiğiniz yayınevi hangisi?
Metis bilimkurgu alanında ciddi işlere imza atmış bir yayınevi. Şimdi bu alanda devam etmeseler de yaptıkları yadırganamaz. İthaki hem fantastik hem de bilimkurgu alanında ciddi işlere imza atıyor. Yordam bu alana yeni girmesine rağmen China Miéville gibi bir isimle hepimizi şaşırttı. April Yayıncılık da bu alanda aktif olmaya başladı. Ayrıntı Yayınları’nın da katkıları unutulmamalı.
En beğendiğimiz sanırım şu an için İthaki, ancak İthaki bu alanda tek değil. Farklı yayınevleri de bu alana girmeye başladı ve bu bizi mutlu ediyor. Ah, bir de telifi alıp 5 sene beklemek yerine o kitapları bassa bazı yayınevleri...
- Bu röportajı yapma şansını bize verdiğiniz ve zaman ayırdığınız için teşekkürler. 5. yılınızdan ötürü sizleri kutluyoruz. Nice senelere...
Böyle güzel bir teklifle gelip bizleri yakından tanımak istediğiniz için biz size teşekkür ederiz. Umarız sizlerin takdirini kazanmaya katlayarak devam eder, yararlı olduğumuza inandığımız bu alanda nice işlere imza atarız. Tabii sizlerin desteğiyle...
Kayıp Rıhtım Adresi : www.kayiprihtim.org
Güzel ve keyifli bir röportaj olmuş. Hep başkalarının röportajlarını okumaya alışmıştık, Rıhtım'ın kendi sedasını duymak hoş bir değişiklik oldu doğrusu. Bu röportaj için öncelikle size sonra da samimi cevapları için Fırtınakıran'a teşekkürler.
YanıtlaSilBiz teşekkür ederiz. Biz de hep Kayıp Rıhtım'ın röportajlarına alıştık. Rıhtımla röportaj yapmanın değişik ve güzel olacağını düşündük. Röportaj şansı veren tüm ekibe teşekkürler.. Yorumunuz için size de teşekkür ederim.
Sil