18 Ekim 2013 Cuma

Sineklerin Tanrısı - William Golding

Sineklerin Tanrısı adlı kitabı, çarpıcı, rahatsız edici bir kitap olarak tanımlarsam sanırım abartmış olmam. Yanlış anlaşılmasın, kitabın rahatsız ediciliği sıkıcı olmasından kaynaklanmıyor. Aksine kitap akıcı, ancak kitapta yaşananlar ve bu yaşananların olmaması gerektiğini düşünmeniz insanı rahatsız ediyor. Zira bu durumun temel sebebi de, ıssız bir adaya bir uçak kazasından sonra düşen ve burada mahsur kalan yaşları 6-12 arasında değişen bir grup çocuk...

sineklerin tanrısı

Sineklerin Tanrısı, William Golding tarafından yazılmış ve "Yasaklanmış Kitaplar" listelerinde yer alan bir kitap. Okuduğum baskısı, İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılmış ve çevirisi Mina Urgan tarafından yapılmıştır.

Bir uçak kazası sonucu içlerinde hiç yetişkin olmayan yaşları az önce de belirttiğim gibi 6 ile 12 arasında değişen bir grup çocuğun, içinde bulundukları adada yaşadıkları olayları konu alıyor. Şimdi burada klasik bir konu olduğu konusunda hem fikiriz. Ancak bu çocukların bu ıssız adayı kendileri için nasıl bir cehenneme çevirdiklerini okudukça rahatsız oluyor, kitabın hiç de klasik bir konusu olmadığını görüp, bir an önce kitap bitsin istiyoruz.  

Kitabın ana karakterleri Ralph, Jack ve Domuzcuk isimli çocuklardır. Uçak kazasından sonra çocuklar ıssız adaya dağılmış haldedirler. İlk olarak Ralph ve Domuzcuk karşılaşır. Buldukları bir deniz kabuğuna Ralph'in üflemesi sonucu çıkan sese, adanın çeşitli noktalarına dağılmış çocuklar gelir. Böylece tüm çocuklar bir araya gelmiş olur. Ancak ortaya bir yönetim problemi çıkar ve çocuklar aralarında bir lider seçerler ve bu kişi de zeki ve liderlik özellikleri taşıyan Ralph olur. Burada hemen sözünü ettiğim diğer iki çocuktan da bahsetmek istiyorum.

Jack, Ralph ile beraber bir diğer liderlik özelliklerine sahip çocuk olarak karşımıza çıkıyor. Ancak fark, Jack'in acımasız, katı, hırslı, korkutan bir çocuk olması. Özelliklerini bu yönde kullanması. Kötü olması ya da gitgide kötüleşmesi.

Domuzcuk ise, ilk andan itibaren tek ısınabildiğim karakter oldu açıkçası. Akıllı, gerçekçi düşünebilen ve önemli tavsiyeler yapan bu çocuk, fiziksel olarak sahip olduğu özellikler bakımından diğer çocuklardan ayrılır. Alay konusu olur. Şişmandır, gözleri bozuk olduğu için gözlük takmaktadır, astım hastasıdır. Tüm bu durumlar onu önemli, kayda değer ancak geri planda tutar. Tabi bu çocukların yanında Simon ve Roger adlı iki önemli çocuk daha var. Onların rollerinden bahsetmeyeceğim.

Liderlerini seçen çocuklar aralarında görev bölümü yaparlar. Ralph, düştükleri bu adadan kurtulmalarının yolunun bir ateş yakarak, geçen gemiler tarafından farkedilmek olduğunu düşünür ve sürekli olarak bir ateş yakılmasını sağlar. Ancak Jack'in avlanmak için çıktığı ve aslında kendi hırsını tatmin etmek için çıktığı bu av sırasında, ateş yakmakla görevli çocuklar da Jack ile beraber olduğu için ateş söner. Bu dönemde de bir gemi açıklardan geçmiştir. Tüm yaşanan bu olaylardan sonra Ralph, Jack'i suçlar ve iki çocuk arasında zaten var olan liderlik çekişmesi bir anda gruplaşmayla sonuçlanır. Bu gruplaşma hiç de iyi sonuçlar getirmeyen bir gruplaşma olur.

Bu noktadan sonra Jack'in önderliğindeki bir grup çocuğun acımasızlığını ve işlerin ne boyutlara gelebileceğini okumak kitabın rahatsız edici dediğim noktalarını oluşturuyor. Masumluğun sembolü çocukların, karşılaştığı, gerçekleştirdiği olayları adeta, "Nasıl Olur?" diye okuyorsunuz. Kitabın sonu aslında umutla beklediğiniz mutlu son olur mu bilmiyorum ama bana göre çok da mutlu olmayan hüzünlü bir son.

Sineklerin Tanrısı, çarpıcı bir kitap. Okumak isteyenlere öneriyorum. Siz de kitapla ilgili düşüncelerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder