Bugün size bahsedeceğim Doğanın
İnovasyonu adlı kitabı gördüğümde, inovasyon (ben yenilikçilik, denenmemişi
denemek olarak tanımlıyorum) konusuna olan ilgimden ve bunu doğa ile, doğada
yaşayan canlılarla ilişkilendirdiği için hemen kitabı alıp okudum. Şafak
Altun’un Elma yayınevi’nden çıkan bu kitabını, konuya ilgisi olan ve olmayan
herkesin okuması gerekli diye düşünüyorum. Şafak Altun’un daha önce blogumuzda
yayınladığımız diğer kitapları olan Popüler Ekonomi Masalları ve Öncü Girişimciler adlı kitaplara da ilgili bağlantılardan ulaşabilirsiniz.
Şimdi Doğanın İnovasyonu adlı
kitaba dönecek olursam, bu kitabın nelerden bahsettiğini anlatmak istiyorum.
Kitap, konusu gereği ilgi çekici
ve akıcı bir dille anlatıldığı için, okurken hiç sıkmıyor. Biz insanların yıllar
boyunca çevreye zarar vererek ve onu katlederek, kirleterek ürettiğimiz ürünleri,
doğa kendi içinde, bazen görmediğimiz ya da adını bile bilmediğimiz, bazen de
çok yakından tanıdığımız bitki ve hayvanlar aracılığıyla milyarlarca yıldır
üretiyor. Üstelik doğaya en ufak bir zarar vermeden ve en küçük bir atık
bırakmadan bunu yapıyor. İnsanın çevresel katliamlara sebep olarak ortaya
çıkardığı ürünler, bitki ve hayvanların ürettiklerinin eline su bile dökemiyor.
İşte Doğanın İnovasyonu, bitki ve hayvanların ne tür mucizevi özelliklere sahip
olduklarından bahsederek, biyomimikri kavramını bize anlatıyor.
Biyomimikri kavramını ilk kez
duymuş olabilirsiniz. Ben de kitabı okumaya başlamadan önce böyle bir bilim
dalı olduğunu bilmiyordum. Peki nedir bu Biyomimikri?
Biyomimikri, ilhamını doğadan
alan inovasyon demektir. Zaten bu kavram kitabın alt ismi olarak karşımıza
çıkıyor. Yani insanların, farklı ihtiyaçlarını karşılamak için, doğadaki temiz,
mükemmel, çevreci üretim yapan bitki ve hayvanları taklit etmesi diyebiliriz.
Birkaç örnek verecek olursam;
“Venüs bitkisinin sinek
tuzağından esinlenilerek, nükleer atık temizleyicisi yapılmış…”
“Su damlacıklarını etkili bir
şekilde tutma özelliğine sahip örümcek ağının özelliği taklit edilerek,
atmosferdeki suyu tutmakta kullanılabilecek sentetik iplik geliştirilmiş…”
Ve son bir örnekte
ağaçkakanlardan gelsin.
“Ağaçkakanlar sert ve elastik
gagasıyla ağaca dik açıyla vurur fakat gagasına ve kendisine bir şey olmaz.
İşte ağaçkakanın bu özelliği yani darbe emici özeliği taklit edilerek
otomobillerden uzay araçlarına kadar pek çok alanda kullanılması
düşünülüyormuş…”
Sonuç olarak Doğanın İnovasyonu,
doğadan ilham alınan inovasyonlardan, yenilikçi yaklaşımlardan bahsederken bizi
biyomimikri bilimiyle tanıştırıyor. Doğadaki canlıları inceleyip taklit
ettiğimizde, aslında şimdiye kadar icat edilmiş tüm teknolojilerin nasıl daha
da ileriye taşınabileceğini bize gösteriyor. Üstelik tüm bunları yaparken de
çevreci olmayı, sürdürülebilir olmayı ve gelecek nesillere temiz bir doğa
bırakabileceğimizi öğretiyor.
Elinize sağlık. Toprağımıza, havamıza ve suyumuza sahip çıkmalıyız. Doğa en büyük öğretmendir. Bizim onu anlamamız ve de içselleştirmemiz gerekiyor. Sevgilerimle.
YanıtlaSilTeşekkürler. Bu kitabı herkese öneriyorum. Gerçekten güzel ve Doğanın en büyük öğretmen olduğunu gösteren bir çalışma...
Sil